Bilimin harika yanlarından biri de her zaman yalnızca bilgimizi genişletmekle kalmayıp aynı zamanda yıllardır verili olarak kabul ettiğimiz şeyleri değiştiren yeni şeyler keşfetmemizdir. Bu bağlamda bilim adamlarının, geçmişi beş yüz bin yıl öncesine dayanan, ‘erken insanlık tarihini yeniden yazan’ bir eser keşfettiği ve bunun gezegenimizdeki gelişmiş yaşamın ilk günlerine dair anlayışımızı tamamen değiştirebileceği ortaya çıktı.
İNSANLIK TARİHİ DEĞİŞMİŞ OLABİLİR
Yapılan yeni araştırmada Zambiya’nın Kalambo Şelalesi’nde ahşap bir alet bulunması, bilim dünyasını heyecanlandırdı. Su baskınlarının zaman içinde çökelti katmanları oluşturduğu bölgenin benzersiz jeolojik yapısı göz önüne alındığında, ahşap işçiliği bunca zaman boyunca korunmuştu ve bu, bazı ilk türlerin önceden inanıldığından çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor.
Çentikli ve konik uçlu kullanım için açıkça modifiye edilen alet, o dönemdeki diğer aletler arasında öne çıkıyor. Aslında bu, erken hominin türlerinin, Home sapiens’in öne çıkmasından çok önce tahta aletler kullandığını ortaya koyuyor.
KIZILÖTESI UYARILMIŞ LÜMİNESANS (IRSL) TEKNİĞİ KULLANILDI
Araştırmada Kızılötesi Uyarılmış Lüminesans (IRSL) adı verilen bir tarihleme tekniği kullanıldı. Bu teknik, uzmanların arka plan radyasyonundan etkilenen eşyaların içindeki minerallerin “saatini” analiz etmelerine olanak tanıyor. Böylece malzemelerin içinde hapsolan ve güneş ışığına maruz kaldıktan sonra sıfırlanan enerji miktarı, yaş ölçümünde kullanılabilecek.
Bu şekilde araştırmacılar, aletin 476.000 yıllık olduğunu ve Orta Pleistosen dönemine ait olduğunu tespit edebildiler.
Bu aletin Homo sapiens ortaya çıkmadan çok önce kullanıldığı göz önüne alındığında, homininlerin önceden düşünülenden daha gelişmiş olduğu öne sürülüyor. Bunun yerine, bu aleti Homo heidelbergensis türünün, hatta daha eski bir insan atasının yapmış olabileceği düşünülüyor.
Hatta bu buluş, aletin işçiliğindeki gelişmişlik düzeyinin normal olarak çağa ilişkin mevcut anlayışımızla ilişkilendirilen düzeyin ötesine geçmesiyle “taş devri” tanımına ilişkin anlayışımızı bile değiştirebilir.