ORSAM Irak çalışmaları uzmanı Feyzullah Tuna Aygün, Irak’ta oylaması devam eden vilayet meclisi seçimlerini ve seçimlerin Türkmenler için önemini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Irak’ta sonuncusu 2013 yılında yapılan vilayet meclisi seçimleri, 2018 yılında yenilenmesi gerekmesine rağmen terör örgütü DEAŞ ile mücadele, finansal zorluklar ve seçimlerin getirdiği siyasal istikrarsızlıklar gibi gerekçelerden dolayı zamanında yapılamadı. 2013 yılındaki seçimlerin ardından göreve gelen vilayet meclislerinin çalışma süresi, süresiz olarak uzatıldı. Ancak 2019 yılında hükümetin istifasına neden olan “25 Ekim gösterileri” sebebiyle Irak Temsilciler Meclisi, vilayet meclislerinin feshedilmesine ve valilerin vilayet meclislerinin görevlerini sürdürmesine karar verdi. Daha sonra bu karar, Irak’ın en yüksek yargı makamı olan Irak Federal Yüksek Mahkemesine taşınmasına rağmen mahkeme de parlamento kararını destekledi.
Bu karar sonrası gösterilerin ortaya çıkmasıyla 2003’ten sonra Irak’ın ilk erken parlamento seçimleri 2021 yılında yapıldı. Parlamento seçimleri ile vilayet meclisi seçimlerinin birleştirilmesi Irak kamuoyunda tartışılmasına rağmen; siyasi uzlaşının olmaması ve daraltılmış bölge seçim sisteminin ilk kez kullanılmasının getirdiği tartışmalar nedeniyle vilayet meclisi seçimleri yapılamadı.
2021 yılında kullanılan ve Sadr Hareketi’ne avantaj sağlayan seçim sistemi, Sadr Hareketi üyelerinin içerisinde olmadığı parlamento tarafından son kez 2018 seçimlerinde kullanılan Sainte-Lague nispi temsil sistemi ile değiştirildi. Bu doğrultuda her bir vilayet tek bir seçim bölgesi haline geldi ve siyasi partilerin mikro ölçekli planlama zaafları ortadan kaldırıldı. Böylece seçimlerin önündeki büyük engellerden birisi ortadan kalktı.
Diğer yandan seçim yasasında yapılan yasal değişiklik ile 31 Aralık 2023’e kadar vilayet meclisi seçimlerinin yapılması bağlayıcı hale getirildi. Bu denklem içerisinde 18 Aralık 2023’te Irak Bakanlar Kurulu tarafından vilayet meclisi seçimlerinin yapılacağı tarih olarak açıklandı. Ancak değiştirilen seçim yasasına yönelik Irak Federal Yüksek Mahkemesi’ne yapılan itiraz nedeniyle seçimlerin öngörülen tarihte yapılıp yapılmayacağına yönelik tartışmalar devam etti. Mahkeme ise gerekçesiz bir şekilde ilan ettiği nihai kararda yasaya yönelik itirazları reddettiğini ve seçimlerin belirlenen takvim içerisinde yapılabileceğini açıkladı. Mahkeme kararı, her ne kadar seçimlerin yapılması önündeki engelin aşılmasına katkı sağlasa da herhangi bir siyasi uzlaşmazlık durumunda seçimlerin ertelenebilmesi için kullanılacak bir kaldıraç olarak da değerlendirebilir.
Seçimler nasıl yapılacak?
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) dışında kalan ve herhangi bir bölgeye bağlı olmayan 15 vilayette yapılacak olan seçimlere Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliğine (IBYSK) akredite 250’den fazla siyasi parti ve 30’dan fazla koalisyon katılacak. Bu seçimlerde vilayet meclislerindeki toplam 275 sandalye için 5 bin 904 kişinin adaylığı IBYSK tarafından kabul edildi. Bu bağlamda vilayet meclisindeki sandalye ve aday sayısı itibarıyla rekabetin en yüksek olduğu ilk üç vilayet Bağdat, Ninova ve Basra oldu. Zira bu vilayetlerde her bir sandalye için yaklaşık 25 kişi aday oldu.
Bu yüksek rekabet ortamında Irak’ta yapılacak seçimlerde güvenliği sağlayacak olan güvenlik güçleri 17 Aralık’ta düzenlenen “özel oylama” ile oylarını kullandı. Seçmenler ise bugün sabah ilk kez 2018 parlamento seçimlerinde kullanılan elektronik seçim cihazları vasıtasıyla oylarını kullanmaya başlayacak. Seçim güvenliği açısından en büyük kaygılardan birisi ise bu cihazlar vasıtasıyla seçmen kimliği ve parmak izi ile oy pusulasının eşleştirilebilir olmasıdır. Zira 2018 seçimlerinde bu cihazların kullanılması ülke genelinde tartışmalara neden oldu. Türkmenler ise bu duruma karşı Kerkük’te “Mavi Bayrak Direnişi” adını verdikleri gösterilere katıldı.
-Türkmenler açısından seçimler
Irak’ın asli unsuru olan Türkmenler de başta Kerkük olmak üzere Ninova, Selahaddin, Diyala ve Bağdat’ta sandık başına giderek adaylarına oy verecek. Irak Türkmen Cephesi (ITC) önderliğinde Türkmen siyasi partilerin bir araya gelerek oluşturduğu Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi listesi, Kerkük’te Türkmenler açısından temsil görevini üstleniyor.
Bu bağlamda, Kerkük için özel bir parantez açılması gerekiyor. Zira 2003 sonrasında Kerkük’te yaşanan “Kürtleştirme politikaları” neticesindeki demografik değişim, 16 Ekim 2017’nin ardından “Araplaştırma politikaları” halini aldı. Kerkük’te zarar gören demografik yapıya rağmen devam eden çok kültürlülük nedeniyle istikrarın korunabilmesi için seçimlerin ötesinde vilayetteki bütün grupların karar alma mekanizmasına dahil edilmesi önem taşıyor.
Kerkük haricinde bahsedilen diğer vilayetlerde ise ITC’nin desteklediği adaylar, yerel ittifaklar neticesinde farklı listelerden seçimlere katılıyor. Bu noktada ITC’nin ittifak stratejisi içerisinde yerelde güçlü olan ittifaklar ile birliktelik sağlaması dikkat çekicidir. Zira, Irak Türkmenlerinin başat ve en büyük siyasi temsilcisi olan ITC’nin bu stratejisi, ITC’nin Irak siyasetindeki etkisini de gösteriyor.
Irak Türkmenlerinin yerelde oluşturduğu bu ittifaklar, seçimlerin ardından vilayetlerde oluşturulacak yeni yönetim yapıları içerisinde de pay alabilmelerinin önünü açacak. Zira Türkmen nüfusu itibarıyla önemli yerleşimlere sahip olan Ninova vilayetindeki Musul ve Telafer Türkmenleri de yerel siyasetteki pozisyonlarını korumayı amaçlıyor. Terör örgütü DEAŞ’dan en çok etkilenen bölgelerin başında gelen Telafer’in kalıcı bir istikrara kavuşması için vilayet yönetiminde yer alacak Türkmenler başat role sahip olacak.
Irak’ı bir arada tutan çimento olarak nitelenen Irak Türkmenlerinin siyasi temsiliyetinin ve siyasi mekanizmalar içerisinde yer almasının Irak’ın sürdürülebilir bir istikrara sahip olmasına zemin hazırladığı söylenebilir. Ayrıca, Türkmenlerin Irak’taki bütün çatışmalardan doğrudan etkilenmesine neden olan yerleşim yerleri itibarıyla Irak Türkmenlerinin siyaseten güçlü olması, bu çatışma alanlarının Irak’ı etkilemesini de bertaraf edecek bir nitelik taşıyor.
Seçimler ne getirecek?
Seçimlerin tamamlanmasıyla 2019 yılından sonra ilk kez seçilmiş vilayet meclisleri doğrultusunda vilayet yönetimleri belirlenecektir. Bu anlamda 2005 Anayasası’nda ortaya çıkan ve hala devam eden federalizm tartışmaları çerçevesinde merkezin güçlenmesi durumu önünde yerel yönetimler tekrar çalışabilecektir. Bu durum merkez-yerel eksenli ilişkilerin de tekrar 2019 öncesine dönmesine ve yerel yönetimlerin güç kazanmasına yol açabilir.
Diğer yandan daraltılmış seçim bölgelerinin kaldırılması, vilayetlerin demografik yapıları doğrultusunda hem kimlik alt yapılı hem de bu kimlikleri temsil eden farklı siyasi partiler arasında rekabetin oluşmasına neden olacak. Bu dinamik ise özellikle farklı kimliklerin yaşadığı Kerkük, Ninova, Diyala ve Selahaddin gibi vilayetlerde ve kimlik olarak daha homojen olmasına rağmen bu grupların içerisinde rekabetin oluştuğu Anbar, Necef, Basra ve Dikar gibi vilayetlerde görünür olacaktır. Dolayısıyla terör örgütü DEAŞ’ın mağlup edilmesinin ardından önemi azalmaya başlayan kimlik siyasetinin, özellikle mevcut seçim sistemi nedeniyle tekrar yükselişe geçmesi beklenebilir. Bu durum ise Irak’ta mevcut olan kimliğe dayalı gerilimlerin tekrar gün yüzüne çıkmasına neden olabilir.
Bütün bu risklere rağmen seçimlerin yapılması, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’yle başlayan yatırım dönemi açısından fırsatlar da sunabilir. Zira, yerel yönetimlerin efektif bir şekilde çalışması vilayet bütçeleri kapsamında yer alan yatırım kalemlerinin verimli şekilde kullanılmasına imkan sağlayabilir. Yol ayrımındaki Irak açısından ülkenin yakın geleceğini belirleyecek seçimlerin ardından siyasi partilerin uzlaşı veya çatışma arayışları esas belirleyici faktör olacaktır.
[Feyzullah Tuna Aygün, ORSAM Irak Çalışmaları Uzmanı]
Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.